Mutlu bir ilişki ve evliliğin sırrı ne biliyor musunuz? Hepimizin bildiği, kullanmayı unuttuğu güzel sözler…
İlişkilerin başlarında güzel sözler, unutulmaz hediyeler, anlamlı jestler vardır. Ama zaman geçtikçe, bırakın hediyeyi ya da çiçeği, hislerimizi bile birbirimize söylemeyi unutabiliriz.
Unutmak yerine önemsememek de diyebiliriz adına. Aklımızdan, “Nasıl olsa onu sevdiğimi biliyor” düşüncesi geçerken, ne gerek var değil mi “Seni seviyorum” demeye! İşte bu, çoğu ilişkide bireylerin düştüğü önemli bir hata! Oysa sevgimizi belli eden, onu anladığımızı gösteren birkaç sözcüğü, uygun zamanlarda söylemeyi denesek, daha güzel bir ilişki yaratabiliriz.
İlişki ve evlilikleri daha mutlu ve coşkulu yapacak sihirli sözcükler yazımızda…
Seni seviyorum
Bu iki sözcüğü işe gitmek için evden ayrılırken, işten eve döndüğünüzde veya gün içinde eşinizle yaptığınız telefon konuşmasının bitiminde bir kez söyleyin. Her evlilik günde en az bir doz bu iki sözcüğe ihtiyaç duyar. Eşinizden fazla söylediğiniz için de üzülmeyin. “Seni seviyorum” diyebilmek kötü bir alışkanlık değil, bir ayrıcalıktır.
Hem düşünsenize, gün içinde ona kızmış ya da darılmış olsanız bile “seni seviyorum” demek, kalbinizin yumuşamasına, onu affetmenize yardımcı olur. Onu kızdıran sizseniz de affedilmek için en doğru yoldur “seni seviyorum” demek.
Özür dilerim
Eşiniz sizden bir şey istemişti ve siz söz verdiğiniz halde yapmayı unuttunuz. Ya da onu üzecek bir söz söylediniz. İşte bu durumda diğer sihirli bir söz olan “özür dilerim” devreye giriyor. Sevdiğiniz insandan özür dilemekten çekinmeyin. Bu sizi küçük duruma düşürmez.
Ancak özür dilerken dikkat etmeniz gereken bir şey var: Özrünüzün yanına bir “ama” eklemeyin. “Özür dilerim, ama…” diye söze girmek, “Aslında özür dilemek istemiyorum” anlamına gelir. Hem kendinizi bu şekilde savunmaya kalkmaktansa, önce özür dileyip, sonra sorunu tatlı bir diyalogla çözmeye çalışmak daha akıllıca değil mi?
Seni anlıyorum
Sağlıklı iletişim kurmak için “seni anlıyorum” diyerek karşınızdakini rahatlatmak, ona yalnız olmadığını hissettirmek, onunla empati kurduğunuzu fark ettirmek gerekir. Düşünün, bir sohbet esnasında eşiniz size “Dün gece hiç uyuyamadım, çok yorgun hissediyorum” dediğinde, ona vereceğiniz cevap, “Ben de yorgunum” olmamalı. Bu, “Ben de aynı şeyi hissediyorum, ama senin gibi şikayet etmiyorum” anlamına gelir. Hem öğüt denilen şey, sadece alınmak istenildiğinde verilmeli, değil mi? Ya da “Geç saatlere kadar oturup televizyon izlersen uyuyamazsın tabii!” gibi bir cevap yerine, sadece “Seni anlıyorum” diyebilmek, iletişiminizi öylesine kolaylaştırır ki…
Haklısın
Tartışmalar, evliliklerde ya da ilişkilerde kaçınılmazdır. Sonu kötü biten kavgaya dönüşmedikçe tabii… Tartışmaları içinden çıkılmaz hale getiren, çoğu zaman “ben haklıyım” savaşına girme çabasıdır. Oysa biraz karşınızdakine de söz hakkı tanımak gerekir. Hiç dinlemeden sürekli kendi fikrini savunmaktansa arada kendinize nefes alacak zaman yaratmak iyi olur. Ona doğru olduğunu düşündüğünüz şeyler söylediğinde “haklısın” diyebilmek, size karşı yumuşamasını sağlayacaktır. Böylece, kırmadan, kırılmadan sağlıklı bir tartışma yürütmüş olursunuz.
Çok güzelsin…
Ya da şirinsin, tatlısın, yakışıklısın, çekicisin, seksisin gibi duruma uyan diğer sözcükler… İlk flört zamanlarında ne çok söyleriz bu sözcükleri, değil mi? Ama zaman geçince sanki eşimizin zaten onun hakkında böyle düşündüğümüzü bildiğini varsayarız. Ya da belki de bu sözcükleri duymaya ihtiyacı olmadığını sanırız. Ama bu sözcükleri kullanma konusunda cimri davranmamak gerekiyor.
Bir kere kadınlar hatırlanmayı, ilgi görmeyi çok severler. Özellikle hamilelik döneminde, doğumdan sonra ve doğum günlerinde… Erkekler ise çekici olduklarının hatırlatılmasından hoşlanırlar. Her ne kadar bunu kabul etmeseler de… Unutmayın; iltifatlar, ilişkiyi geliştirme konusunda bizim hayal edebileceğimizden çok daha fazla işe yarar.
Sana ihtiyacım var
Bu sözü duymak kimin hoşuna gitmez ki! Ama neden sadece yıldönümlerinde ya da doğum günlerinde ona ihtiyaç duyduğumuzu söyleyelim? Ona sadece yılda bir ya da iki kere ihtiyacımız yok, öyle değil mi? Öyleyse bu üç değerli sözcüğü ona daha sık hatırlatmak gerekiyor.
Belki yüksek sesle dile getiremeyebilirsiniz. O zaman küçük bir kağıda not edip yastığının altına, çantasına ya da paltosunun cebine iliştirmeye ne dersiniz? Hem unutmayın, tıpkı kadınların hala çekici olduklarını duymaya ihtiyaçları olduğu gibi, erkekler de eşlerinin kendilerine bağlı olduğunu bilmekten hoşlanırlar.
Teşekkür ederim
Bu sözcüğü gün içinde ne kadar çok kullanıyoruz, değil mi? Marketteki kasiyere, çalışma arkadaşlarımıza, müşterilerimize, telefondaki santrale ve daha pek çoğuna teşekkür etmeden geçmiyoruz. Peki ya sevgilimize ya da eşimize?
Akşam yemeği için, bizim için seçilmiş özel içki için, birlikte geçirilen güzel bir hafta sonu için mesela, kaçımız teşekkür ediyoruz? Yine bu sözü yüksek sesle söylemek kendinizi garip hissetmenizi sağlayacaksa yazmayı deneyin! Belki bir e-posta belki de banyonun aynasına asacağınız bir sticker yoluyla ona teşekkür edin.
Kaynak: pudra. com
Hiç yorum yok
Yorum Gönder
Yorum veya eleştiri göndermenizi bekliyoruz