“-Yeni yıla nasıl girersek öyle gidermiş.” Evet, yaygın inanış ya da işin esprisi bu şekilde ama kimse inanmasa da herkes bir eğlence ve coşku havasında girmek ister yeni yıla. Herkes kendine göre kutlar yeni yılı. Kimisi evinde oturur. Kimisi partiler düzenler, partilere gider. Kimisi sokağa çıkar ya da sadece televizyonda yılbaşı özel programları izlenir, yılbaşıhediyeleri alınır..
Aslında bir önceki günden farkı yoktur o günün. O toplumun kendi kafasında koyduğu bir dönüm noktasıdır takvimleştirilmiş yılbaşılar. İnsanların birbirlerine olan bağlılığını ve sevgisini göstermesi için yaratılmış bir fırsattır yılbaşları. Şarkılar söylenir, kutlamalar yapılır yeniyıl hediyeleri alınır verilir. Peki siz sevdiklerinize ne hediye alacaksınız, düşündünüz mü?
Düşünmesi bile zor gelir bazen insanlara bunu. Çünkü karar vermek, en ilginç yılbaşı hediyesini seçmek özellikle benim gibi kararsız bir insansanız gerçekten kasvetli bir süreçtir. Çıkılacak, dükkan dükkan dolaşılacak, bir şeyler beğenilecek, sonra “ acaba o da beğenir mi?” sorularıyla boğuşulacak. Yani bu durum böyle zor olmamalı dersiniz kendi kendinize ama, bir yandan da hep çok akılda kalıcı ve hem de çok kullanışlı bir şeyler almaya çaba harcarsınız. En sonunda “ Ben hediye almayı gereksiz buluyorum, hem sevgi sadece bu şekilde mi ifade ediliyor.” denen insan tipine dönüşürsünüz. Yine de birisinden bir hediye aldığınızda sizde oluşan mutluluğu bir düşünün derim ben. Yıllardır gelenekleştirilmiş bir şeydir hediye alma olgusu. Yani sadece özel günlerde yılbaşı hediyelerinde de değil.
Hayatın içinde vardır bu. Evlenirken takılan yüzük bir hediyedir ya da bir annenin, babanın çocuğuna aldığı bir bilgisayar yahut kıyafet… Günümüzdeki hediye anlayışının temeli budur. Sevginin ve mutluluğun paylaşılmasıdır sevdiğimiz insanlarla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz